- 18 Ağustos 2017, Cuma 21:26
- 10120 kez okundu
Kudüs’ün fethi ilginçtir ve tarihteki birçok fetihten farklıdır. Mekke’nin fethine benzeyen yönleri bulunsa da, Kudüs’ünki kesinlikle çok farklı bir fetih. Her iki şehir, savaş olmaksızın Müslümanlara teslim olmuştur. Bundan dolayı, bazen, Kudüs’ün Müslümanların yönetimine geçişişini “fetih” olarak değil “Kudüs’ün İslam’a teslim oluşu“ anlamında “teslim olmak” olarak tanımlarım.
Kudüs’ün Müslümanların yönetimine geçişinde yaşanan bazı tabloları paylaşmak istiyorum.
* Ebu Ubeyde bin Cerrah, ordusuyla Kuzey Suriye’nin fethi ile meşgul iken Kudüslüler, onun Kudüs’e doğru gelmekte olduğunu haber alırlar. Bunun üzerine Kudüslü Hıristiyanlar Ebu Ubeyde’den barış isteğinde bulunurlar. Barış isteği savaş ihtimalini azaltır hatta ortadan kaldırır.
* Kudüslü Hıristiyanların, Kudüs’ü Müslümanlara teslim etmek için minik bir şartı vardır. “Halife Ömer gelip Kudüs’ü bizzat kendisi teslim alsın.” derler. Kudüs’ün tarihine, şanına, şöhretine uygun bir taleptir bu.
* Halife Hz. Ömer, ashabın ileri gelenleri ile bu talebi istişare eder; talep kabul edilir. Hz. Ömer, Hz. Ali’yi hilafet görevine vekil bırakarak hicri 16.ncı yılda Medine’den çıkıp Kudüs’e doğru yola koyulur.
* Kutsal Kudüs’ü Hıristiyanların teslim almak üzere yola çıkan kudretli halife, bu yolculukta oldukça mütevazidir. Bir at sırtındadır, yanında refakatçi küçük bir kafile vardır. Barınacağı ve dinleneceği bir çadır bile yoktur kafilede.
* Hazreti Ömer’in Kudüs yolunda olduğunu duyan halk onu görmek ve selamlamak için yollara dökülür. Halife Ömer bu esnada, atına, bir arkadaşı ile sırayla binerek yol almaktadır. Müthiş bir tevazu, sıra dışı bir sadelik.
* Kudüs’e girerken bindiği atın tırnakları o kadar aşınmıştır ki, at topallamaya başlayınca Hz. Ömer, atın acısına dayanamayıp sırtından iner. Bunun üzerine kendisine genç ve güzel bir at takdim edilir. Hazreti Ömer yeni atına binince, hayvan oynamaya, koşmaya ve şaha kalkmaya başlar. Atın o halini gören Halife Ömer “Zavallı! Bu kibir ve gururu nereden öğrendin sen?” diyerek atın sırtından iner, sonrasında yoluna yürüyerek devam eder. Halife Ömer, kendisine getirilen yeni kıyafetleri de giymez. Kendisine şaşıranlara “Kendi şahsımız için bu sadelik yeter!” diye cevap verir.
* Kudüs’e giren Hz. Ömer, önce Mescid-i Aksa’ya gider ve Hazreti Davud’un mihrabına varır. Mihrapta, Kur’an’dan Davut Aleyhisselamla ilgili ayetlerden okur sonrasında secde yapar.
* Kudüs’te o an Hazret-i Ömer’in yanında Müezzin Bilal de vardır. Bilal’i çağırarak ondan ezanı okumasını ister. Bilal-i Habeşi, Rasulullah’ın vefatından sonra hiç ezan okumamıştı. Yanık sesli Bilal, böylece, sükûtundan sonra ilk defa Kudüs’te ezan okur. Bilal’in ezanı herkesi ağlatır, hıçkırıklara boğar.
* O dönem Kudüs’te Yahudiler ile Hristiyanlar arasında anlaşmazlık vardı. Şehirde hâkim olan Hristiyanlar, Yahudilerin kutsal saydığı kutsal kaya mevkiini çöplük yapmışlardı. Halife Ömer Kudüs’ü fethedince, daha önce Hıristiyanların kirletmiş olduğu Davud aleyhisselâmın mihrabını ve diğer mekânları temizletir, tamiratını yapar.
* Hz. Ömer fetihten sonra bir emanname yayınlayarak, şehirdeki Hristiyan halkın canlarının, mallarının, kiliselerinin güvende olduğunu söyler, eski kiliselerine dokunulmayacağını ve kiliselerinin sayısının azaltılmayacağını, haçlarına karışılmayacağına dair teminat verir. Ayrıca, dinleri konusunda zorlanmayacaklarını garanti eder. Hristiyanların, diğer halklara karşı korunacağını da bu emannamede söyler.
* Hazreti Ömer, Mescid-i Aksa’ya varınca, Resülüllahın namaz kıldığı yerde namaz kılmış, bu esnada, elbisesi ile yerleri temizlemiştir. Onun yerleri temizlediğini gören insanlar onun gibi yaparak çevreyi temizlemişlerdir. Rivayete göre, Hazreti Ömer’in o gün temizlediği yerlerden biri de, Yahudilerin kıblesi olan, Hz. Yakup Aleyhisselamın üzerinde Allah’la konuştuğuna inanılan taş idi.
Ebu Ubeyde bin Cerrah ve Hazret-i Ömer’in şehri teslim alması sonrasında, Müslümanların sayesinde başlayan Kudüs’te birlikte ve sulh içinde yaşama, zamanla geleneğe dönüştü, kalıcı hale geldi. Haçlı Savaşları ve işgaller döneminde zaman zaman sulh iklimi bozulsa bile yüz yıllar içinde “Kudüs Kriterleri” sayesinde, Mescid-i Aksa’nın kendisi ve Kudüs şehri özellikle üç din mensupları için selamet yurdu oldu. Böylece, Müslümanların ferasetli yönetimiyle hem Kudüs’ün tarihi değeri korundu hem de Yahudi ve Hristiyanların kavgaları engellendi.
Bunca karmaşa arasında bize bir görevin düştüğüne inanıyorum. Bu görev Hazret-i Ömer’in bize mirasıdır, adeta onun vasiyetidir. Halife Hazreti Ömer Efendimizin, Kudüs şehrini teslim alırken oluşturduğu iklim sayesinde ortaya çıkan ve zamanla belirginleşen “Kudüs Kriterleri”ni, evrensel bir metin olarak hazırlayıp dünyaya sunmamız gerekir. Bu çalışma savaşların arttığı günümüz dünyasına bizim manifestomuz olacaktır. Farklı bir söze hepimizin ihtiyacı var.
Sebilrürreşad Dergisi, Ağustos 2017, Sayı 1019

-
17.04.2018 28 Şubat Bitti mi, Bitmedi mi?
-
28.03.2018 2019 Yolunda Saadet'in Paylaşılmazlığı
-
24.03.2018 CHP, Seçimi Boykot Edebilir mi?
-
21.03.2018 İYİ Parti Hangi Partilerden Oy Çekiyor?
-
19.03.2018 Hasan Celal’in Güzel Ömrü
-
10.03.2018 Değişim ve Din
-
04.03.2018 Tuzdan Sağlık ve Sanat Merkezi
-
28.02.2018 Malcolm Neden Öldürüldü, 28 Şubat Neden Oldu?
-
27.02.2018 Erbakan’ın Gençlik Farkındalığı ve İslam-İlim Konferansları
-
05.02.2018 Arkadaşımızı Göremeyince Ne Yaparız?
-
27.01.2018 Darbe Duruşmalarını Kimler İzlemeli?
-
24.01.2018 Çocuğumu Oyuncaksız Bırakmadım Diyenlere
-
18.01.2018 Ailelere 11 Tatil Ödevi
-
14.01.2018 Okullarda Proje ve Yarışma yorgunluğu
-
11.12.2017 Filistin Söylemlerinde Mecalsizlik Dili
-
07.12.2017 Ortadoğu Cehennemi ve Coğrafya Şuuru
-
24.11.2017 İdealist Öğretmen Kalmadı Diyenlere Kızasım Gelir
-
11.11.2017 Çok Katlı Beton Meydan
-
31.10.2017 Hükümet ve Halkla İletişim
-
31.10.2017 Hükümet ve Halkla İletişim
-
13.10.2017 Üniversiteye Girişte Yeni Sınava Dair
-
07.10.2017 Seçmenin Seçtiğini Azletme Hakkı
-
05.10.2017 Eğitim Politikaları ve İstişare
-
21.09.2017 TEOG’un Kalkması Sonrası Öneriler
-
07.09.2017 Yarım Kalan
-
01.09.2017 Bayramda neden mezarlığa gideriz?
-
27.08.2017 Filistin’i Ne Zaman Hatırlar ve Unuturuz?
-
24.08.2017 AK Parti’deki Yorgunluk -2-
-
06.08.2017 FETÖ Tavırlı Olmamak
-
28.07.2017 1956 Macaristan ve 2016 Türkiye
-
12.07.2017 Çanakkale Zaferi ABD'nin Olsaydı!
-
10.07.2017 AK Parti’deki Yorgunluk -1-
-
21.06.2017 Yeni darbe ne zaman?
-
18.06.2017 Yerli, Milli, Özgür, Özgün
-
30.05.2017 Tayyip Erdoğan’ın Yöneteceği Zor Psikoloji
-
27.05.2017 Ramazanda Dişe Kira, Ev Bedava
-
26.05.2017 Düşündüren Adam: Akif Emre
-
26.05.2017 Partili Cumhurbaşkanlığı Teamülleri Oluşurken
-
27.04.2017 Silopi’den Şev Baş
-
18.04.2017 Sandık Aynadır, Saçımızı Tarayabiliriz
-
15.04.2017 Seçimler Cumartesi Olsun, Sandıklar 14.00’de Kapansın!
-
13.04.2017 Yüzde 50+1 Oyun Meşruiyeti
-
12.04.2017 Referandum ve Dindarların Gençlik Çelişkisi
-
06.04.2017 Bu ne biçim başörtüsü tartışması
-
31.03.2017 Seçim Barajını Ne Yapıyoruz?
-
30.03.2017 FETÖ Sürecinde İnsanlar Hangi Yöntemle Mağdur Ediliyor?
-
28.03.2017 Üniversite Bahsinde Dört Öneri
-
19.03.2017 Araştırmacılar Seçim Sonuçlarını Neden Tahmin Edemiyor?
-
18.03.2017 Ali Murat Daryal Hocayı Uğurlarken
-
07.03.2017 Kültür Şurasında Devlet ve İnsan
-
28.02.2017 Tek Adamlık Sorun mu?
-
18.02.2017 Kim Güçlü: Evetçiler mi, Hayırcılar mı?
-
16.02.2017 MHP Lideri Bahçeli Ne Yapmak İstiyor?
-
01.02.2017 “Ne Olacak Bu İmam Hatiplerin Hali?” Sorularına Cevaplar
-
23.01.2017 Yaramaz Gençler
-
12.01.2017 18 Yaş ve 600 Milletvekilliği
-
10.01.2017 Referandum, Hükümet Oylamasına Dönüşmemeli
-
05.01.2017 Karmaşık Dünyaya Çocuk ve Genç Gözüyle Bakmak
-
02.01.2017 Biz bu terörü yeneriz
-
28.12.2016 Başkanlık Sistemini Atatürk ile Savunmak
-
17.12.2016 Kaostan Çıkmak İçin Beş Öneri
-
29.11.2016 Cemaatlerin Cemaatlere Ettiği
-
14.11.2016 Başarı benim, hata hepimizin!
-
05.11.2016 6-8 Ekim’den 3-4 Kasım’a HDP’nin Sosyolojiyi İnkârı
-
11.09.2016 Darbenin Siyasi Ayağı
-
02.08.2016 Darbe Karşıtlığı Öğretisi Sürmeli
-
24.07.2016 İntihar Saldırıları Darbeye Zemin Hazırlamak İçinmiş
-
17.07.2016 Darbeciler bundan sonra ne yapar, biz ne yapmalıyız?
-
14.07.2016 Ufuk Uras, Kutluğ Ataman ve İyimserlik
-
10.06.2016 En iyi öğretmen kimdir?
-
06.06.2016 Oruç bir mevsimdir
-
15.05.2016 Mayıs Ayı Gençlik Ayı
-
24.04.2016 1923’te İlan Ettiğimiz Cumhuriyeti Ne Zaman Kuracağız?
-
03.04.2016 Çocuğun Farkına Erken Varmak
-
26.03.2016 Kendine Müslüman Gâvurlar
-
14.03.2016 Ankara Saldırısı ve Darbe
-
28.01.2016 Başkanlık Sistemine Kimler Karşı?
-
25.01.2016 HDP, TBMM’den Çekilir mi?
-
25.01.2016 Suçun Sınırlılığı Meselemiz ve Tahir Elçi
-
25.01.2016 Öğretmenlerin Sorunları Neden Artıyor?
-
25.01.2016 13 Kasım Paris Katliamı Analizleri 1: İŞİD PARİS’İ KİMİN GLADYOSU OLARAK VURDU?
-
25.01.2016 1 Kasım Yolunda Partilerin Zayıf ve Güçlü Yönleri
-
25.01.2016 HDP Seçim Çalışmalarına Neden Başlamadı?
-
25.01.2016 Türkiye'nin İlk Seçim Hükümeti
-
25.01.2016 Çatışmasızlığa Dönüş Uzak Olmamalı
-
25.01.2016 Hangisi Olsun; AK Parti-CHP, AK Parti-MHP?
-
25.01.2016 Doğu Türkistan’da Yeni Bir Şey Var Mı?
-
25.01.2016 Hangi Koalisyon Ne Anlama Geliyor?
-
25.01.2016 Darbeler ve Öz Eleştiri
-
25.01.2016 2015 Seçim Kampanyalarının Farkı
-
25.01.2016 Kararsız Seçmenin Kalmamış Olmasının Anlamı