Yurdumuzun güzel, değerli insanları her gün ülkemizin güncel ekonomi durumundan ve hemen hemen hayatın her alanına gelen fahiş zamlardan şikayet eder durumdalar artık. Ülke ekonomisi ne zaman düzelir ya da hiç düzelecek mi şu anlık bilinmez bir durum gibi gözüküyor. Eğer ülke ekonomisinin bu kötü, vahim, rezalet durumu böyle gitmeye devam ederse yurdum insanının vay haline! En basitinden bir markete girdiğiniz zaman içerisinde otuz adet yumurta bulunan bir yumurta koli olmuş ortalama yirmi Türk lirası. Ya da durumun daha anlaşılır hale gelmesi için şöyle bir örnek verelim.
Mesela bir markete girdiğinizde abur cubur yiyecek ve soğuk içecek dışında bir evin temel ihtiyaçları olan ürünlerden (yiyecek, içecek, temizlik ürünleri, teknolojik alet, eğlence araçları) ve daha birçok üründen kaç tanesini poşetinize gönül rahatlığı ile koyabiliyorsunuz? Çay şekerinin beş kilosu olmuş sana yirmi beş Türk lirası. Marketteki en ucuz abur cubur yiyeceğinin fiyatı seksen kuruş. Eskiden seksen kuruşa çeşit çeşit abur cuburlar, yiyecekler, içecekler alınırdı. Ülke ekonomisinin bu rezalet durumu sadece marketleri değil, mahalle pazarlarını da etkiledi. Eskiden pazara girdiğinizde sadece elli Türk lirasına bir haftalık pazar ihtiyacınızı karşılayabiliyor idiniz. Şimdi ise bu güncel ekonomi kurundan dolayı elli Türk lirasına bırakın bir haftalık pazar ihtiyacını karşılama işini, daha bir günlük ihtiyacınızı zor karşılar durumdayız.
Bir mahalle pazarına girdiğinizde gözümüze çarpan ilk detay sebze ve meyvelerin o pahalı fiyatları. Örneğin, eğer çürük olmayan sağlam bir kilo domates alsanız cebinizden beş lira kesin eksilir. Ya da bir kilo kiraz alsanız yine aynı durumla karşılaşırsınız. Bu arada söylediğim bu fiyatlar ortalama fiyatlar. Yani bazı pazarlarda daha az fiyatlıdır, bazı pazarlarda daha da pahalıdır. Pastanelerde de bu fahiş durum aynı şekilde. Önceden bir sevdiğine, ailene pasta almak gayet doğal karşılanan bir durum idi. Şimdi güncel ülke ekonomimiz yüzünden sevdiğine pasta almak, ailene, arkadaşına pasta almak artık bir lüks durum haline gelmeye başladı. Birinin elinde pasta, baklava gibi tatlılar görünce artık onun zengin, varlıklı bir kişi olduğunu ya da öyle bir ailede yaşadığını düşünmeye başlamış durumdayız.
Teknoloji alanında da durum aynı seyirde ilerliyor. İnsanların evlerine masaüstü bilgisayar, dizüstü bilgisayar alması gittikçe zor bir durum haline geldi. Yine ortalama, yararlı, iş görür bir masaüstü bilgisayar ya da dizüstü bilgisayar sekiz bin Türk lirası fiyatından başlamakta. Ve bunun gibi daha birçok durum, örnek sayılabilir.
Peki bu durumun temel nedeni sizce nedir? Tabii ki de gün geçtikçe her gün dolar karşısında, euro karşısında gittikçe değer kaybeden, yerli para birimimiz olan Türk lirası. Türk lirası dolar karşısında gerçekten çok acınası ve rezalet bir durumda. Bu durum hayatın her alanında kendini gösteriyor, göstermeye de devam edecek gibi duruyor.