Somer şef sırrı açıkladı! Yemeklere lezzet katmanızı sağlayacak aşçılık tüyoları

Somer şef sırrı açıkladı! Yemeklere lezzet katmanızı sağlayacak aşçılık tüyoları

Yakında Masterchef Türkiye yarışması yine tv8 ekranlarında yayınlanacak. Somer Şef yani Somer Sivrioğlu yemeklere lezzet katan sırları paylaştı!

Türkiye'nin en ünlü şeflerinden biri de kuşkusuz Somer Sivrioğlu. Sayısız bilgiye sahip ve sayısız lezzet sırrına hakim. Somer Sivrioğlu tarafından verilen tarifler her zaman olduğu gibi popüler olmaya devam ediyor. Somer Sivrioğlu bu kez tarif vermedi ama lezzet sırları paylaştı.

Yakında Masterchef Türkiye programı TV8 ekranlarında yayımlanacak. Somer Şef kuşkusuz burada yine usta aşçılık sırlarını paylaşacak. Televizyon ekranlarında olduğu kadar medyanın da gündeminden düşmüyor Somer Şef..

Somer Şef'in bir süre önce Hürriyet gazetesinde yayımlamış olduğu bir yazı gündem oldu. Somer Şef bu yazısında bazı özgün mutfak sırları paylaştı. Deneyen herkes oldukça lezzetli olduğunu söylemekten geri kalmadılar.

Lezzetli yemeklerin sırrı hep merak edilmiştir. Somer Sivrioğlu tarafından yapılan açıklamalar merakla takip ediliyor.

TV8 ekranlarında yayımlanan MasterChef Türkiye programında yer alan Somer Şef zaman zaman kimsenin bilmediği mutfak tüyoları paylaşıyor.

Yine uzun bir süredir gündem olan bazı açıklamalar herkesin dikkatini çekti. Yemeklerinizin lezzetini artırmak için bilmeniz gereken bazı püf noktalar var.

Hürriyet gazetesindeki yazısında Somer Sivrioğlu herkesin bilmesi gereken bazı lezzet sırları paylaştı.

Somer Sivrioğlu'nun Hürriyet'teki köşesinden vermiş olduğu bilgiler şu şekilde..

Türk mutfağındaki yemekleri sarımsaklı yoğurtsuz, biber salçasız ya da nar ekşisiz düşünebilir misiniz? Alman mutfağı hardalsız, Amerikan mutfağı ketçapsız, Japon mutfağı soya sossuz ve wasabi’siz olabilir mi mesela? Endonezya mutfağının bir numaralı bekçisi de onlarca farklı çeşidiyle sambal sosu…

DOĞUNUN ÇİĞ SAMBAL’LARI

Sambal matah: İçeriği çok lezzetli ve tropikal; kaffir limonu suyu ve yaprağı, limonotu, arpacık soğanı ve Bali biberi kullanılıyor. Ördek ve balık yemekleriyle sunuluyor. Malzemeleri çiğden ince ince kıyılıyor ve havan kullanmadan yapılıyor; bu özelliğiyle de
diğer sambal’lardan ayrılıyor. Neredeyse her yemeğin yanında taze taze servis edilen bu sambal’a, sos değil de bir yan ürün demek daha doğru olur.

Sambal mangga (mangolu): Çiğ sambal’ların içinde en meyveli aromaya sahip olan... Tam bir acı-tatlı sos örneği. Durian ve çilekle yapılan diğer meyveli sambal versiyonları gibi tatlı değil, buruk ve ekşi. Bu yönü de damakta biberle harika bir kontrast oluşturuyor. Mangonun taze olması, böylece hafif tatlı-ekşi aromasını vermesi çok önemli. Diğer malzemeler tuz, palmiye şekeri ve opsiyonel olarak karides püresi... Özellikle ızgara balıklarla mükemmel gidiyor.

Sambal dabu-dabu: Taze deniz ürünleriyle bilinen Manado’dan çıkan dabu-dabu, sambal klasikleri acı biber, domates ve arpacık soğanına ek olarak reyhan ve Hint limonuyla yapılıyor. Geleneksel sambal’ların aksine havanda dövülmeyip ince doğrandığı için taze tadıyla farklılaşıyor. Bitiriş tekniği de ilginç. İnce doğranan malzemenin üzerine tavada kızdırılmış çiçek yağı dökülüyor, bu da malzemenin az da olsa suyunu bırakmasını sağlıyor. Taze deniz ürünleriyle birlikte servis ediliyor.

Sambal kecap (soyalı): En sevdiğim soya soslarından tatlı ve yoğun ‘kecap manis’ kullanılarak yapılıyor. Klasik sambal malzemelerinden domates, arpacık soğanı, acı biber ince doğranarak kecap manis’le karıştırılıyor. Yoğunluğu isteğe göre açılıyor. Sadece sos olarak değil, ızgaraların üzerine marinasyon olarak da çok yakışıyor. Hem tatlı hem acıyı aynı anda tadabiliyorsunuz. Tavukla da çok yakışıyor.

Sambal ijo/sambal hiejo: Gulai ve köri yemekleri ağırlıklı Padand mutfağının en önemli sosu bu... İçinde yeşil sivri biber, yeşil domates, arpacık soğanı, tuz ve şeker oluyor. Havanda az dövülüp üzerine kızgın yağ dökülerek servis ediliyor. Diğer sambal’lara göre daha az acı olan sambal ijo (ijo, yeşil demek), bölgenin köri yemekleriyle, hatta bazen sadece pilavla tüketiliyor.

Yazısının devamı Hürriyet'te